About Me
Türkiye’de çek-senet mafyası denen grupla ülkücü mafyanın geliştiğini, aslında mafya değilde organize suç çeteleri demenin daha uygun olacağını, Alaaddin Çacıkı, Ümit Ölmez geçmişte çek-senet yapan kesim olduğundan ülkücü mafya diye bir kavram geliştiğini, ancak bunların uyuşturucu kaçakcılığı içerisinde görmediklerini, ancak Hollanda da bir kahvehanede hem ülkücülerin hem de PKK’lıların aynı anda uyuşturucu ticaretini yaptıklarını duyduğunu, Abdullah Çatlı’nın üzerinde çıkan kokain’in onun satıcı değil kullanıcı olduğunu gösterdiğini, uyuşturucuyla ilgili mücadelede Gümrüklerdeki sıkıntının asıl Gümrük ile Gümrük Muhafaza arasındaki kavgadan kaynaklandığını, önemli kapılarda ve İstanbul ve Ankara havaalanlarında müşterek bir tim kurmak için gayret sarfettiklerini ancak gümrük idaresinin karşı çıktığını, fakat Gümrük muhafaza ile iyi bir diyalog içinde olduklarını, bununla ilgili 1992 yılında iki bakanlık arasında bakanlar düzeyinde protokol imzalandığını, gümrük kapılarında geçiş yapan bayanların üst aramalarını yapabilecek bayan elemanın istihdam edilmesi gerektiğini, bunun da Türkiye’deki istihdam sorunundan kaynaklandığını, narkotik subelerin normalde il seviyesinde örgütlendiği ancak Yüksekova’da da kurulması yönünde yetkililerle görüşmelerinin olduğunu,
Tape No:6663 02.06.2008 tarihinde AYDOĞAN ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN’ ın "… ülke için endişelere hat safhada olan büyüklerimizle falan sohbet ediyorduk böyle, sende biliyorum ki orda ediyorsun Salihli de ediyorsun sohbeti" "Yolun yolun sonuna geldik merak etme" dediği, AYDOĞAN’ ın "Özgür le konuştum mu abi sen" dediği K. Should you loved this post and you want to receive more information concerning diyarbakır escort bayan Bul please visit our site. AYDIN' ın "İşte o günden sonra daha konuşmadım Özgür le" dediği, AYDOĞAN’ ın "Dün beni aradı" "Iııı dedi ki, ben dedi sana yanlış insan getirmişim dedi" dediği K.AYDIN' ın "Özgür dürüst bir çocuk" dediği, AYDOĞAN’ın "… dedi yanlış insan göstermişim sana dedi, şimdi dedi yalnızım dedi, olsun dedim önemli değil dedim, şimdi yanlışı görebilmişsin ya dedim" dediği, K.AYDIN’ ın "Mustafa Kemal de yalnızdı, yalnız yaptı işleri" dediği, AYDOĞAN’ ın "Yani, merak etme dedim konuşuruz, canını sıkma" "Kendi kendine anlamış yani ben acaba" dediği K.AYDIN' ın "Özgürü eğit... Özgü ü eğitmeye devam, Özgür ıııı güzel, bu milletin güzel bir evladı" "O bilgilendirmeye, onları doğru bilgilerle donatmaya devam edeceğiz bizim görevimiz o" "… ışık yakında ışık parlayacak, çok mükemmel, canım benim" dediği,
-(1) adet not kağıdı üzerinde; "*Özgür ŞENER (12.Bölük) Bölüğe III. Sınıfta katıldığında 117 puanı varmış, Jandarma Özel Harekat olmak istiyormuş. Takım Komutanı Üstgm. …… seni bu okuldan atacağım ifadesini kullamış, -40 puanla Nisan ayında atılmış" "Nusret MEMİÇ (4 üncü bölük) 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş" "*Necdet YÜCEL(19. bölük) Babası Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmış, 19 uncu bölükse (Ali ÇAKAY) bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış" "Aykut ÖZTÜRK(19. bölük)" "+Atılanlar" yazdığı, arka kısmında ise "*Emrah ERVERDİ Disiplin puanı -30, kredisi 3.400, asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli, kısaca hayata askerlikle tutunduğu ifade ediyor, 9 uncu Bölük" "*Önay MAY Kredisi 3.500 civarında, Beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok, Harp okulunu kaldıramayacak biri değil. 9 uncu Bölük" "*Kur. Yzb. ….’in bölüğündeki 2006-2007 eğitim-öğretim yılında birinci sınıf kısmı, yıla 29 mevcutla başlamış, şu anda söz konusu kısmın mevcudu 20’dir. Yukarıda ismi geçen Emrah ERVERDİ ve Onay MAY da aynı bölüktedir" "*Barışcan ŞAHİN, Erdem GÜRKAN(9. bölük), Baha CANGÖREN (15. bölük), Bayram Burak GÜZELCİK (gönderilen)" yazan doküman olduğu,
Türkiye’de siyasî partilerin mali kaynaklarının çok ciddi şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini, Türkiye’de siyasal partilerin denetlenemediğini, Anayasa Mahkemesinin denetiminin çok yetersiz olduğunu, denetim bile sayılamayacağını, Mahkemenin denetim elemanının da bulunmadığını, Yargıtay Başsavcılığının ise bu konuda yani mali yönden denetim yaptırmadığını, siyasal partilerin hazineden bile aldıkları paranın trilyonları bulduğunu ancak, bunların tek olarak denetimi olmayan kuruluşlar olduğunu, Vali ve Güvenlik Güçleri ile konuştuğunu, Güneydoğu hadisesinin altında çok büyük menfaatler yattığını, Parlementer Hükümete kadar uzanan menfaatler olduğunu, çok ciddi şekilde Güneydoğu için kullanılmak üzere alınan silahların hangi kaynaklardan geldiğini, nasıl alındığını, kimlere ne şekilde verildiğinin incelenmesi gerektiğini, Güneydoğuda olayların devam etmesinden menfaatlenen çok üst seviyeli kişiler olduğunu bildiğini, mahalli olarak aşiretler, şeyhlikler, hakim sınıflar sistemi ile menfaat bağları olduğunu, oyların alınıp satıldığı, bunun da siyasî yozlaşmayı yarattığını, çünkü bu işin ekonomik bir sektör haline geldiğini, örneğin; Bakırköy Belediyesinde meclis üyeliklerinin ilk beş sırasına girmek için ödenmesi gereken paranın 3-5 milyar arasında değiştiğini, seçildikten sonra da bunun on mislini, yüz mislini çıkarttığı, siyasî partilerin artık Türkiyede en verimli işletmecilerinin bulunduğu yerler olduğunu,
Location
Occupation